Hz. Safvan Bin Muattal ve Adıyaman Bölgesinin İslamlaşması

Bölgenin fethinde komutan olarak önemli işlev gören Hz. Safvan b. Muattal, Samsat’ın fethi sonrası bu bölgelerden sorumlu komutan olarak buraya yerleşmeye karar verdi. Bu kararının en önemli sebeplerinden biri bu bölgenin Bizans sınırında bulunup devamlı saldırıya açık bir yer olmasından olsa gerektir. Tarihçiler onun bu bölgede görevlendirilen ilk görevli olduğunu belirtirler.
Bizanslılar Toros hattının kuzeyine çekilip Toros hattını tahkim etseler de zaman zaman bu bölgelere saldırılar düzenleyebiliyorlardı. Hz. Safvan b. Muattal, bu şekilde buraya yerleşerek İslam tarihinde Ribat denilen bir anlamda sınır karakolu görevini üstlenmişti. Buradan da zaman zaman gerektiğinde Bizans topraklarına seferler düzenliyordu. Nitekim o dönemin ünlü kalesi Kemah’ı bu düzenlediği seferlerinden birinde 59/679 ele geçirdi.  Yanında kendi kabilesinden Umeyr b. Hubab es-Sulemi vardı. Bu sefer Hz. Safvan b. Muattal’ın Bizans’ın tahkim ettiği Toros hattını yardığını ve o dönem Anadolu’nun en müstahkem kalelerinden biri olan Kemah’ı ele geçirebilecek güçte bir orduya sahip olduğunu göstermektedir. Zaten sınır bölgesinde bu güce sahip olmasaydı, yaklaşık yarım asra varan bir dönemde Adıyaman bölgesinde tutunabilmesi mümkün değildi.

40 Yıllık İkamet

Hz. Safvan b. Muattal, ömrünün yaklaşık 6 yılını Hz. Peygamber ile geçirmişti. Bundan sonraki iki yıl Medine’de Hz. Ebubekir ile beraber oldu, onun gönderdiği ordulara katıldı. Bundan sonraki 6 yılını önce Irak sonra Şam bölgesindeki seferlerde geçirdi.
Hz. Safvan b. Muattal’ı hicretin 18. yılından sonraki hicretin 60 yılındaki vefatına kadarki 40 yılı aşkın süreyi Adıyaman Bölgesi’nde geçirdi. O, bu 40 yıl boyunca devamlı cihat ile meşgul oldu. Hz. Safvan b. Muattal dört halife dönemi boyunca buraya hakim oldu. Buraya yerleşti. Belazuri aynen şöyle der: اقام صفوان بها   “Hz. Safvan b. Muattal buraya(Adıyaman) yerleşti, burayı vatan edindi.” Yani, o ömrünün büyük bölümünü Adıyaman topraklarında geçirdi. Günümüz tabiriyle Adıyaman’ın hemşerisi oldu.
Esasen onun bütün ömrüne bakıldığı zaman ömrünü İslam’ın yücelmesi için savaşlarda geçirdiğini rahatlıkla görebiliriz. Çünkü sınır bölgesine yerleşmişti ve düşmanla devamlı temas halindeydi. Hz. Safvan b. Muattal’ın bu bölgede sağlam bir şekilde mücadelelere devam etmesi aslında daha doğudaki İslam memleketlerinin güvenliğini sağlıyordu. Çünkü Bizans bu bölgeyi geçmeksizin diğer yerlere ulaşamıyordu. Burası Suğur dediğimiz İslam ordusunun sefer için harekat merkezi idi.
Hz. Safvan b. Muattal böylece bölgeye garnizonlar yerleştirdi. Bölgeyi Müslüman Arapların iskânına açtı. Gelen Araplardan oluşturduğu ordularla Bizans topraklarına seferler düzenledi.
Hz. Safvan b. Muattal, bu bölgede görev yaptığı yıllarda buraya kendi kabilesi olan Suleym kabilesinden yoğun göçler oldu. Suleymoğulları, Adıyaman bölgesine yerleştiler ve buranın İslamlaşmasına katkıda bulundular. Böylece bu kabile, Avasım bölgesi dediğimiz Bizans sınır bölgesinde görev yapıp güçlendikçe saldıran Bizans’a karşı ribat görevini üstlenmişti. Hz. Safvan b. Muattal, kendi kabilesini bu şekilde İslam’a hizmet alanına sokmuştu.
Bu anlamda Adıyamanlılar ve çevresinde oturan insanların bir kısmının Hz. Safvan b. Muattal’ın sülalesi olan Suleymoğulları’ndan olabileceklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu durum Hz. Safvan b. Muattal ile de akraba olmayı da gerektirir. Bu da Adıyamanlılar için önem verecekleri bir durumdur diyebiliriz.  Bu topraklarda 40 yılı aşkın ömür süren bir sahabeye sahip olmaları da ayrı bir değerdir denilebilir. Böyle bir durum Anadolu topraklarının hiçbir yerinde rastlanmaz. Hiçbir Anadolu toprağında 40 yıl yaşayıp oraya defnedilen bir sahabe bulamamaktayız. Bunu da önemli bir not olarak kaydetmeliyiz.

<< Önceki Sayfa - Sonraki Sayfa >>